Fethiye’de yaşayan dekorasyoncu Rasih Esen’in güvercin sevdası görenleri şaşırtıyor. Osmanlı döneminde haberleşmek amacıyla kullanılan posta güvercinlerinin ırkını devam ettiren ve eğittiği güvercinlerle 287 kilometre mesafeye haber ulaştıran Rasih Esen, en büyük hobisinin güvercinler olduğunu söyledi.
Yüzlerce kilometre kat edip yuvalarını bulabilme içgüdüsüne sahip güvercinler, gelişen teknoloji karşısında önemini yitirse de günümüzde sportif amaçlarla kullanılıyor. Haberleşme amacıyla kullanılmaları 3 bin yıl öncesine kadar dayanan, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin yanı sıra Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında etkin bir şekilde yararlanılan posta güvercinleri, günümüzde ise meraklıları tarafından sportif amaçlarla yetiştirilerek bazı etkinliklerde yarıştırılıyor.
Posta güvercini yetiştiriciliğine bir arkadaşının tavsiyesi ile Almanya’da başladığını ve daha sonra Fethiye’de devam ettirdiğini söyleyen Rasih Esen, “Posta güvercini kullanımı M.Ö. 1200’lü yıllara dayanıyor. Yarışlarda haberleşmelerde kullanılıyor. Ben de bunu 2004’ten bu yana yapıyorum. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine buna ilk Almanya’da başladım. Ne kadar zevkli olduğunu gördüm, neler yapabildiğini gördüm. Çok asil bir kuş olduğunu öğrendim ve o günden bu yana hiç bırakmadım. Fethiye’de de devam ediyoruz. Muğla’da genel olarak Fethiye’de sadece ben gönderebiliyorum. Hava şartları farklı olduğu için zorlanıyoruz. Kişi sayımız az olduğu için küçük bir derneğimiz var. Bu yıl aktif hale getirdik. Biz Ocak Şubat aylarında çiftleştiriyoruz, yavru alımına başlıyoruz. Daha sonra kümes üzeri uçuşlar yapıyoruz. Yarıştan iki hafta önce 5 kilometre bir antrenman yaptırıyoruz, sonra 10 kilometre diye 50’ye kadar arttırıyoruz. Diğer arkadaşlarla beraber grup halinde yapıyoruz. Biz şu an 100 kilometreye başladık, 3. etaba geldik , 287 kilometre olarak devam ettik” diye konuştu.
Kaybolmaması için ayaklarında çipler var
Yarışmalarda ve antrenmanlarda kuşların kaybolmaması için ayaklarına çip taktıklarını da belirten Esen, “Yarışlarda kuşların ayaklarında elektronik çipler var. Buradan giderken merkez saatimiz var. Muğla’da orada okutuyoruz, ondan sonra bakslarımız var. Akşamdan oraya koyuyoruz sabaha kadar dinleniyorlar. Buraya geldiği zaman otomatik olarak oraya bastığı zaman da saatlerimiz hemen işliyor. Hiçbir şekilde saniye kaçarı yok. Bu şekilde kaç kilometre, ne kadar sürede uçtuğunun takibini yapıyoruz. Eğitilmesi zor değil aslında severek yapılması lazım. Bir de ustanın siz olmanız lazım onlar değil. Bazı kuşlar dama konar, inmezler ve kümese girmezler bu bizim için eksi. Şimdi bizim insanımızın genel bir bakış açısı var. Kuşçu deyince boş iş olarak görenler var ama ben bu kuşun neler yaptığını anlattığım zaman bütün insanların bakış açısı tamamen değişiyor. Nasıl olur, nasıl yapar nasıl gelebilir gibi sorular soruyorlar ve yarış olduğu zaman beni de çağır ben de göreceğim diyorlar. Elbette ki kayboluyor. Örneğin kısa mesafelerde çok fazla olmuyor ama biraz mesafe uzadıktan sonra atmaca alabiliyor veya av sezonu başladı avcılar vurabiliyor. Bunun haricinde yönünü şaşırıp başka yönlere gidebiliyor. Ama sağ olsun duyarlı kuşçular, duyarlı arkadaşlarımız var. Kuşların ayaklarında telefon numaralarımız var, hemen bizi arıyorlar. Eğer bize uzak bir yer olursa 1-2 gün yem verin onlar geri dönerler diyoruz ve gerçekten dönüyorlar çünkü evlerine bağlı hayvanlar. İsterlerse kuşumu 10 sene kapatsınlar eğer bir gün kaçarsa o illaki evine döner” diye konuştu.
“Ticaretini yapmıyorum”
Kendisinin ticaret için bu işi yapmadığını söyleyen Esen, “Ben ticaretini yapmıyorum ama alıyorum. Şimdiye kadar hiç satmadım ve satmak da istemiyorum. Çünkü bu kuşlar çok güzel ve bence ticareti çok fazla yapılmaması gerekir, belli bir seviyede olmalı. Örneğin Belçika’da bir kuşçu Belçika’nın en hızlı kuşunu satılığa çıkarttı. Bunu ortalama 8 trilyona Çin’e sattı. Bunlar inanılmaz uçuk rakımlar. Avrupa ülkelerinde ticaretini yapan var ve orada kuşlar çok hızlı bir şekilde yarışıyor. Tabi onların coğrafi şekilleri biraz farklı” ifadelerini kullandı.